Cumartesi, Aralık 10, 2011

soğuktır...

Çok soğuk çok. Öğleden sonra bastıran kar ortalığı hızlıca hakimiyeti altına aldı. İnsafsızca çarpıyor insanın suratına tokadını. Böyle zamanlarda daha bir koyuyor hayatımızın bozulmuşluğunun acısı. bugün onu düşündüm arabanın camına vuran kar tanelerini izlerken. Şimdi karımkızımla birlikte evimizde, böyle soğuk bir günde birlikte evde olmanın ne kadar huzur verici olduğunu düşünerek ve hem kalorifer kem de sevgimizle ısınan sıcak bir eve sahip olduğumuz için kendimizi çok şanslı hissederek mısır patlatmış ve bir film açmış olabilirdik. Hakikaten de şanslıymışız o zamanlar, şimdi değiliz. Tutunduğumuz tek dalımız konteynırımızın üzerine soğuk derme çatma çadırlarda üşüyen çocukların gölgesi düşüyor, içimizin titremesine mani olamıyoruz.



Çok soğuk çok. Buraların deyişiyle "soğuktır hocam". Bu sefer zemherinin şakası yok, cee yapacağa da benzemiyor hiç, kalmaya gelmiş gibi. Zaten kimsenin de şaka kaldıracak hali yok, gerilmeye başladık iyicene. Doğanın üvey evlatlarıyız biz. Tam dA prensi tavlayacaKkEn gitmEk zorundA kAlmışız,  bAkmaYın aRabalArımıza onlar aSlında baLkAbağı, kılık kıyafet derseNiz çakmA, sAray dilİni dE spikerLerden öğrEnmişiz aslInDa dilimiz bAşka, entegrAsyOnsuBLimaSYOnasimilAsyon al sANa vanda nosyon...kLAvyEmiz bİle Bozuk abuk Subuk Yazıyor, baT acUn bat, iki gözün kör oLSuN da piyAngo BİlEti sat...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder