Cuma, Aralık 02, 2011

Van'ı geride bırakmak

Dün bir haftalığına Van'dan ayrıldım. Döndüğümde şehri nasıl bulacağını bilmeden gitmek enteresan bir his. Belki diyorum şehre bir film gelir, insanlar da gelir birlikte kalabalık olur sokaklarda, çocuklar bağırır koşturur oynar, iklim değişir akdeniz olur alman kampı yıkılmamıştır hadi gülümse diyorum kendime. Belki de tam tersi, geldiğimde yıkıntıların üzerinde emeklemeyi öğrenmiş olur bebekler, tenteler öksürük sesleriyle dalgalanmaktadır, kar yolları korku dağları beklemektedir, umutsuzluğu şehrin derinleşmiş, enseler kararmıştır iyice. Saçmaladım iyice saçmaladım, gülümseyeyim en iyisi.



Uçak kalkana kadar inanmadım gideceğime. Sanki heran yeniden deprem olur, sel gelir, yıldırım düşer uçağın kanadı kopar, lastiği patlar filan gibi geliyordu. Gidilemez buralardan artık kaderimiz bu hayat gibiydi. Bundan sonra öyle evmiş, düzenmiş, banyoda sıcak su keyfi, kahvaltıdan sonra kahveymiş gibi şeyler bizim filmlerde izleyebileceğimiz lükslermiş, hayat standartlarımız çadır, konteyner uyku tulumu düzleminde yeniden düzenlenmiş, artık böyleymiş herkes kendisini bu yeni duruma göre ayarlasınmış filan. Şimdi işin kötüsü gideceğim yerlerde sallanmadan uykum gelmeyecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder