Salı, Aralık 20, 2011

sıkıldım şu depremden

bir haftadır niye yazmıyorum diye düşününce yukarıdaki sonuca vardım. Sürekli birlikte yaşanabilir bir durum değil deprem hele de yalnız değilseniz. Yalnız kovboy olsanız bile sürekli olarak depreme maruz kalmış kişilerle yaşamak zorundasınız, çok zor çok. Deprem insanı yılgın, yorgun, solgun ve bunun gibi -gun ile biten bir çok sıfat ile tanımlanabilir kişidir. Şikayet eder, huysuzluk eder, halsizlik eder sizi de canınızdan bezdirir, bu nedenle deprem bölgesinde en iyisi dışarıdan yardıma gelen veya o bölgeden olup da depremi yaşamamış yaşasa bile sonrasında gidip gezip dinlenip gelmiş kişilerle takılmaktır.
Deprem insanının en büyük özelliklerinden birisi de belirsizliği, tutarsızlığı ve istikrarsızlığıdır. Ne yapacağı belli olmaz, her an hayatı yeni bir haberle değişebilir. Kaynı istanbul'a, dayısı mersin'e çağırır, onun gönlü izmir'dedir vs. Tayini çıkabilir, geçici göreve gidebilir, evini taşıyabilir, taşımayıp bekleyebilir vs. Oturup konuştuğunda sohbet bir süre sonra hızlıca deprem yaşantısına döner hele de depremi yaşayan kişilerin ilk karşılaşmalarında gerçekleştirilen bu deprem töreni deprem insanının olmazsa olmazıdır.Bu törende taraflar birbirlerine depreme nerede yakalanıldığı, o sırada ne yapıldığı, o sırada etraftaki diğer kişilerin acıklı durumu, o sırada kişinin ontolojik yaklaşımındaki değişiklikler, mevcut bulunulan binanın yapabildiği akrobatik hareketler sırasıyla anlatılır, konuşma sırasında söz sırası ortak bir coşku ve ahenk içinde paylaşılır, taraflar büyük küçük yaşlı çocuk demeden konuşurlar -tören sırasında su içilmez-, törensel toplam kendisini dış uyaranlardan yalıttığı ölçüde tören ilerler, hızlanır, coşar, kopar, patlar ve bir rahatlık oluşur. Kişinin ne kadar çok törene katıldığı, anlatımındaki rahatlıktan, yüzündeki parlaklıktan ve sesindeki yumuşaklıktan anlaşılabilir. Bu mertebeye gelmiş kişilere devlet el uzatmalı, köylere mahallelere göndermelidir, buralarda törenler tertip edilmeli, insanlar konuşturulmalıdır. Bu kişilerin anlattıkları hikayelerde zamanla oluşan tamlık, diğer kişilerin de kendi hikayelerini tamamlayabilmesine ve böylelikle hayatlarında yeni hikayeler yazabilme olgunluğuna ulaşmaları açısından yaşamsaldır. Yoksa yandık, bu deprem hikayesini bitiremeyeceğiz....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder