Salı, Kasım 22, 2011

paylaşılmış korku

Van'daki hakim duygu korku bu günlerde. ayrım yapmıyor insanlar arasında, herkesi sarıyor. Bulaşıcı bir virüs gibi büyük küçük demiyor herkese ulaşıyor. Sanırım hava yoluyla bulaşıyor, her nefes aldığında korkan kimse çevresine yayıyor mikrobunu. Nefes almamak ve mikrobu kapmamak neredeyse imkansız. belki edremit taraflarındakilerde bu hastalık yoktur. Yok yok Edremit Toki'de bile (ki binalarda TOKİ yapımı olmasına rağmen çizik yok) geceleri çok az evde ışık var, "onda biri kaldı" diyor kalorifercilerden biri.


Bu paylaşılmış korku yüzlerden okunmuyor pek ama seslerden, bakışlardan anlaşılabiliyor. Bir binanın kolonunda hasar olmasa da güçlendirmek gerektiğini düşünüyor ev sahipleri. Veyahut binayı incelemeye gelen ekiple dolaşmıyor bir kat maliki "yıkılması lazım" cümlesini duyma ihtimalinden korktuğu için. başka birisi eşyalarının çalınmasından korktuğu için kalmış tek başına, ev halkını kardeşinin yanına göndermiş Mersin'e. Hasta olmasına rağmen ayrılmıyor evinin bahçesindeki çadırdan gece gündüz. zaten geceleri çok sık silah sesleri duyuluyor, hırsızları uzaklaştırmak için havaya sıkıyormuş nöbetçiler, insanlar kendi aralarında nöbetleşe bekliyorlar silahla. köpekler de çok havlıyor geceleri, yeniden deprem olacak endişesini de salıyorlar yüreklere, hayvanlar önceden hissediyormuş ya. Aslında en ufak bir olumsuzluk, endişe uyandıran herhangi bir durum veya mevcut koşullardaki bir değişiklik  hemen depreme yoruluyor. deprem korkusu yüreğinin ucunda herkesin hemen ortaya çıkıveriyor. Umarım bu paylaşılmış korku, kendini doğrulayan kehanete neden olmaz. bakın ben de aynısını yaptım aslında, farklı bir dilde korkumu ifade etmiş oldum. ne yapalım malzeme bu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder