Çarşamba, Kasım 23, 2011

işten çıkarsak ne yapalım

Van'da çalışmak çok zor artık. İşyerleri işçilerini çıkarmaya başladı. Büyük marketlerden birinin çalışanı anlatıyor :"İki katlı bir süpermarket bizimkisi. Üstünde altı katlı bir bina var. 35 kişi çalışıyorduk, 4 kişi kaldık şimdi. Patron yarın birgün gelip bize de haydi diyebilir, dükkanı kapatıyorum. Günde 6 bin lira ciro yapıyorduk şimdi ise 200 liraya düştük. Müşteri içeri girmek istemiyor, kapıdan başını uzatıp sipariş veriyor. gerçi bizim patron batıda şimdi, ne zaman geleceği belli olmaz ama her an dükkanı kapatabilir." Kimbilir bunun gibi nice örnekler vardır. Deprem ilk günlerde herkesi aynılaştırmıştı. Şimdi yavaş yavaş sınıf farkları kendisini belli etmeye başlayacak. verilecek faizsiz kredilerden bahsediliyor. bu kredilerin çalışanları işlerine geri döndüreceği şüpheli veyahut çalışma koşullarının aynı kalıp kalmayacağı. Hepimiz bir değiliz yani insanoğlu kısım kısım. deprem de herkesi kısmına göre vuruyor.


Devlet çalışanlarında da bir yılgınlık var. Sürecin iyi yönetilememesi herkesi yormuş durumda yöneticiler dahil. Çoğu insan kendisinin ve ailesinin temel insani ihtiyaçlarını karşılayamamış durumda. Bu durumdayken de hizmet etmek kolay değil. Dışarıdan gelenler daha gönüllü, kalacakları kısa süre içerisinde yapabileceklerinin çoğunu yapmaya çalışıyorlar. Onlar arasında da turistik amaçlar güdenler var elbet ama çoğunlukta değil. Bir arkadaşın dediği gibi "onların halen bir yerlerde kaynayan bir çaydanlıkları var", eski düzenlerine bir süre sonra geri döneceklerini bilmeleri onları çadırda bile daha dinç kılıyor olabilir. En azından daha az şikayet ettikleri kesin. Van'da görev yapan ve depremden etkilenenler ise öfkeliler ve öfkeleri ara ara farklı düzlemlerde ortaya çıkıyor. birbirlerine kızıyorlar en çok, bilmem kim depremden sonra kaçtı daha gelmedi, yöneticiler şöyle beceriksiz böyle yetersiz filan. haksız değiller elbette ama koskoca bir kente doğanın ve başta mütahitler olmak üzere insanın yaptığı haksızlığın yanında solda sıfır kalıyor bunlar. Öfke de yerinde duramıyor tabi, bir delik buldu mu fırlayıp çıkıyor ortaya. kendini koru insanoğlu, öfkeni de diri tut, o zaman belki bu haksızlıkların giderilebildiği bir düzen kurma ihtimalin doğar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder