Cuma, Kasım 25, 2011

burası ışık ülkesi

Sabah ışıltılı bir gökyüzüne uyandık. İçimiz ışıl ışıl. Dünkü karamsar havamızdan kurtulduk. Gelecek soğuk günleri düşünmemeye çalışma çabası yerini acaba ne yapsak, ne etsek tartışmalarına bıraktı. Ne kadar hızlı değişebiilyor duygudurumumuz. Afet, travma yaşantısı böyle bir şey galiba. dış koşullara çok fazla bağlamaya başlıyor insan kaderini, zorluklarla mücadele kapasitesi azaldığı için olabilir, zorluğa hemen boyun eğiyor kabulleniyor, kendisini erteliyor. Amma velakin işler biraz düzeldi mi hemen başını kaldırıveriyor, önüne yarına birgüne bakmaya başlıyor.
Kendi iç tutarlılığını sürdürememenin acısını bile yaşamıyor, kontrolünü kaybetme korkusu da kayboluyor bir süre sonra, ipini bırakıyor artık rüzgar tipi nereye götürürse.İyiyi de esirgemiyor insan kendisinden böyle zamanda, yarınki olası kötüye takılmıyor, zaten daha ne kadar kötüsü olabilir ki dediğinden olacak. Mutlaka hep daha kötüsü vardır elbette ama bu yaşadıklarımızı hafifletmiyor.

Sabah diyordum ışıltılı bir gökyüzüne uyandık. Yüzümüzü neşeyle yıkadık, daha bir içten günaydın dedik birbirimize, içimizden bir türkü tutturduk, işimizin gücümüzün yolunu tuttuk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder